

ZİMEM… REKLAM… BAYRAM
Eski Ramazanlarda hali vakti yerinde olan kişiler, tek başlarına hiç tanımadıkları, bilmedikleri mahalleleri dolaşmaya çıkarlarmış. Oralardaki bakkal, manav veya başka esnafa uğrar, dükkanın ıssız bir anını kollar ve dükkan sahibiyle baş başa kalınca sorarlarmış: “Zimem defteri var mı?” Zimem defteri, borçlunun ismini ve ne kadar borcu olduğunu gösteren, günümüzde mahalle bakkallarının kullanıldığı şekliyle veresiye defteri.
Zimem defterinin olduğunu öğrenen kişi, kimin ne kadar borcunu ödediğini bilmeden, öğrenme gereği de duymadan, “Baştan, ortadan ve sondan şu kadar miktar sayfanın borcunu hesapla.” dermiş. Hesabı ödedikten sonra da “Haydi Allah kabul etsin” deyip dükkandan çıkarmış.
Borç ödeyen kişi kimin borcunu ödediğini, borcu ödenen kişi hayır sahibinin kim olduğunu bilmezmiş. Bilme gereği de duymazmış. Gösteriş yok, gurur kibir yok, başa kakma yok, minnet altında bırakma yok. Osmanlı zenginleri, borçlarını ödeyemeyenlere yardımcı olurlardı. Bir de kendi isimlerinin bilinmemesini, GİZLİ yapılmasını isterlerdi. Durumu iyi olmayanların borçlarını öderlerdi.
Peki günümüzde zimem geleneği devam ediyor mu ? Cevabımız az da olsa evet. Ama gerçek sorun az ya da çok olması değil ; aslında zimem geleneğinin nasıl uygulandığı. Bu bayram haberleri izlediyseniz ve gazeteleri okuduysanız sizin de yüzünüzde manalı bir gülümseme muhakkak olmuştur. İşte size birkaç örnek:
1) Cumhuriyet ve Şehit Harunboy mahallelerinde 2 bakkal ve 1 ekmek fırınına giren MÜSİAD Şırnak Temsilcisi Yusuf Bilin ve beraberindeki iş adamları, borç defterlerini inceledi. İş adamları 200 kişinin 15 bin lira değerindeki tüm borçlarını nakit ödeyerek, hesabı kapattı.
2) Müstakil İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Sakarya Şubesi, Osmanlı Döneminde başlatılan ve hala birçok şehirde devam ettirilen Zimem Defteri uygulamasını yaşatmaya devam ediyor. Sakarya Şubesi Başkanı Yaşar Coşkun ve Başkan Yardımcısı İsmail Filizfidanoğlu ile beraberindeki Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Altunbudak ve Rıdvan Ulusal, Zimem Defteri uygulamasını gerçekleştirmek üzere 3 ayrı bakkala giderek buradaki veresiye defterlerini satın aldı.
3) Bursa’nın İnegöl ilçesinde iki genç, Osmanlı döneminde ramazan ayında zenginler tarafından yoksulların esnafa olan borçlarını ödemesine dayanan “zimem defteri” geleneğini yaşattı.İsimleri açıklanmayan iki genç, Turgut alp Mahallesi’ndeki bir bakkala giderek, “zimem defteri” geleneğini yaşatmak adına sıkıntıda olan ve ödeme yapamayan müşteri olup olmadığını sordu ve zor durumda olan bir kişinin yaklaşık 500 liralık borcunu ödedi.
4) Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde Osmanlı'dan kalan geleneği sürdüren isminin gizli tutulmasını isteyen bir hayırsever, bakkalın tuttuğu 20 hanenin borcunun yazılı olduğu veresiye defterini 6 bin liraya satın aldı.
Şimdi düşünün; hangisi reklam hangisi gerçek bir bayram...
Yüce filozof KANT ile bitirelim. Ahlaklı eylem iyi niyete dayalı ödevine uygun eylemdir...Sevgiyle kalın...

The great explorer of the truth, the master-builder of human happiness no one rejects dislikes avoids pleasure itself because it is pleasure but because know who do not those how to pursue pleasures rationally encounter consequences that are extremely painful desires to obtain.
Read More